17 Mayıs 2025 Cumartesi

Nükleer Kriz: İranlı Yetkililer İstanbul'da! Kritik Görüşme Başlıyor

İranlı yetkililer, nükleer anlaşmazlığın çözümü için İngiltere, Fransa ve Almanya (E3) temsilcileriyle kritik bir toplantı yapmak üzere İstanbul'a geldi. Dışişleri bakan yardımcıları Mecid Taht Revançi ve Kazım Garibabadi'nin katılımıyla gerçekleşen bu zirve, Tahran'ın nükleer programı konusundaki endişeleri gidermeyi amaçlıyor. Toplantının sonucu merakla beklenirken, bölgedeki gerginliğin azaltılması adına önemli adımlar atılması umuluyor.

Nükleer Müzakerelerde Kritik Aşamaya Gelindi

İran ile Batılı ülkeler arasındaki nükleer müzakereler, uzun süredir devam eden bir sürecin parçası. 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırarak uluslararası yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak, ABD'nin anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla süreç sekteye uğradı. Şimdi ise taraflar, anlaşmanın yeniden canlandırılması için yoğun çaba sarf ediyor.

İstanbul'daki toplantı, bu çabaların önemli bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Tarafların, nükleer programla ilgili teknik detayları ve gelecekte atılacak adımları masaya yatırması bekleniyor. Özellikle, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri ve nükleer tesislerinin denetlenmesi gibi konularda uzlaşı sağlanması hedefleniyor.

Daha önce Roma'da yapılması planlanan toplantının iptal edilmesi, müzakerelerin ne kadar hassas bir süreç olduğunu gösteriyor. Ancak, İstanbul'daki toplantı, tarafların diyalog kanallarını açık tutma ve çözüm bulma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.

Tetik Mekanizması ve Avrupa'nın Rolü

İran'ın en büyük endişelerinden biri, 2015 nükleer anlaşmasında yer alan ve Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye alınmasını sağlayabilecek "tetik mekanizması" maddesi. İran, bu mekanizmanın Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden duyduğu kaygıyı dile getiriyor. Bu mekanizmanın süresi 18 Ekim'de sona erecek ve taraflar arasında çözüm sağlanamaması durumunda, Avrupa ülkelerinin bu tarihi beklemeden süreci başlatabileceği belirtiliyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, bu konuda yaptığı açıklamada, tetik mekanizmasının kötüye kullanılmasının ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. Erakçi, bu durumun yalnızca Avrupa'nın nükleer anlaşmadaki rolünün sonu değil, aynı zamanda geri dönülmez bir gerginliğe yol açabileceğini vurguladı. İranlı Bakan ayrıca Avrupa ülkelerine, nükleer konularda yeniden müzakere masasına oturma çağrısı yaptı.

Avrupa ülkelerinin bu süreçteki rolü büyük önem taşıyor. Hem anlaşmanın korunması hem de İran'ın nükleer faaliyetlerinin şeffaf bir şekilde denetlenmesi için Avrupa'nın yapıcı bir tutum sergilemesi gerekiyor. Aksi takdirde, bölgedeki gerginliğin tırmanması ve yeni bir krizin ortaya çıkması kaçınılmaz olabilir.

Türkiye'nin Arabuluculuk Rolü

Türkiye, bölgedeki istikrarın sağlanması ve sorunların çözümü için her zaman yapıcı bir rol üstlenmeye çalışmıştır. İstanbul'daki nükleer görüşmelere ev sahipliği yapması da bu çabaların bir göstergesi. Türkiye, hem İran hem de Batılı ülkelerle iyi ilişkilere sahip olması nedeniyle, müzakerelerde arabuluculuk rolünü üstlenebilir ve tarafların ortak bir zeminde buluşmasına katkı sağlayabilir.

Türkiye'nin, bölgedeki diğer aktörlerle de yakın temas halinde olması, çözüm sürecine olumlu katkılar sunabilir. Özellikle, Rusya ve Çin gibi ülkelerin de nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına destek vermesi, müzakerelerin başarıya ulaşma ihtimalini artırabilir.

Sonuç olarak, İstanbul'daki nükleer görüşmeler, hem İran hem de bölge için kritik bir dönüm noktası olabilir. Tarafların sağduyulu bir şekilde hareket etmesi, karşılıklı güvenin tesis edilmesi ve somut adımlar atılması, nükleer krizin çözümü için büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bölgedeki gerginliğin tırmanması ve yeni çatışmaların yaşanması kaçınılmaz olabilir.

İlgili Haberler