Erzincan'da Mayıs ayında yaylalara çıkan göçerler, Ekim ayının sonlarına gelinmesiyle birlikte mahsullerini alarak şehir merkezine dönmeye başladı. Doğu Anadolu'nun zorlu coğrafyasında yüzyıllardır süregelen bu gelenek, modernleşmeyle birlikte farklı bir boyut kazanıyor. Ancak, göçerler için yayla hayatı hala vazgeçilmez bir parça.

Yayla Macerası Sona Erdi

Erzincan'da yaz aylarını yüksek rakımlı yaylalarda geçiren Şavak Aşireti mensupları, 5 aylık bir sezonun ardından tekrar dönüş yoluna girdi. 2200 rakımlı Munzur yaylalarından dönüş yoluna giren Seyithan Dalcan isimli üretici, geçmişten bu yana hayatlarını göçebe olarak devam ettirdiklerini belirtti.

Seyithan Dalcan, yayla hayatıyla ilgili şunları söyledi:

"Hayatımız göçebelikle geçiyor. Dedelerimizden beri bu şekilde yaşıyoruz. Hayvanlarımızla birlikte yaylalara çıkıyor, burada otlatıyor ve ürünlerimizi elde ediyoruz. Sonra da tekrar şehre dönüyoruz."

Göçerler için yayla, sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir geçim kaynağı. Hayvanlarını otlatarak elde ettikleri süt, peynir ve tereyağı gibi ürünleri satarak geçimlerini sağlıyorlar. Ancak, yayla hayatının zorlukları da yok değil. Özellikle su sıkıntısı ve yırtıcı hayvan tehlikesi, göçerlerin karşılaştığı en büyük sorunlardan bazıları.

Göçebeliğin Zorlukları

Göçerler, binlerce küçükbaş hayvanla birlikte kilometrelerce yol yürüyor. Bu yolculuk, hem insanlar hem de hayvanlar için oldukça yorucu geçiyor. Özellikle sıcak havalarda hayvanların susuz kalmaması için özel önlemler almak gerekiyor.

• Su kaynaklarına yakın yerlerde konaklamak
• Hayvanları günün erken saatlerinde ve akşam serinliğinde otlatmak
• Yolculuk sırasında sık sık mola vermek

Göçerler, tüm bu zorluklara rağmen yayla hayatından vazgeçmiyor. Onlar için göçebelik, sadece bir yaşam tarzı değil, aynı zamanda bir kültür ve gelenek. Bu kültürü yaşatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Yayla Göçünün Geleceği

Yayla göçü, Doğu Anadolu'nun önemli bir kültürel mirası. Ancak, modernleşmeyle birlikte bu gelenek de değişiyor. Artık birçok göçer, hayvanlarını kamyonlarla taşıyor ve yaylalarda daha modern şartlarda yaşıyor. Ancak, bazıları hala geleneksel yöntemlerle göç etmeye devam ediyor.

Yayla göçünün geleceği, göçerlerin yaşam koşullarının iyileştirilmesine ve bu kültürel mirasın korunmasına bağlı. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda yapacağı çalışmalar, yayla göçünün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.

Erzincan'da yayla göçünün sona ermesiyle birlikte, göçerler şehir merkezine dönerek kış hazırlıklarına başlayacak. Bir sonraki yayla sezonuna kadar, hayvanlarına bakacak, ürünlerini işleyecek ve yeni göç için hazırlık yapacaklar. Onlar için hayat, göçebelikle devam ediyor.