
Türkiye İşçi Haklarında Alarm Veriyor! En Kötü 10 Ülke Arasında Mıyız?
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Küresel Haklar Endeksi 2025 raporu yayınlandı. Bu rapor, dünya genelindeki işçi hakları ihlallerini gözler önüne sererek, işçiler ve sendikalar için küresel ölçekte derinleşen bir krize işaret ediyor. Rapora göre, Avrupa ve Amerika'nın 2014'ten bu yana en kötü puanlarını aldığı, ifade özgürlüğü, toplanma hakkı, toplu pazarlık ve grev hakkı gibi temel özgürlüklerde ciddi gerilemeler yaşandığı belirtiliyor. Peki, Türkiye bu tabloda nerede duruyor?
Türkiye İşçi Hakları Açısından En Kötü 10 Ülke Arasında
ITUC Endeksi'nde Türkiye, 2025 yılında da işçiler için en kötü 10 ülke arasında yer aldı. Bu durum, ülkedeki işçi hakları ihlallerinin ne denli ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Raporda belirtilen ihlallerin başlıcaları şunlar:
- Sendikal nedenlerle kitlesel işten çıkarmalar yaşanıyor.
- Toplu pazarlık hakkı engelleniyor.
- Sendika üyeleri ve yöneticileri keyfi biçimde tutuklanıyor.
Bu ihlaller, Türkiye'deki işçi hareketinin önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımıza çıkıyor. İşçilerin haklarını arama ve savunma özgürlüğü kısıtlandıkça, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve adil bir ücretlendirme sağlanması da zorlaşıyor.
Sendikalara Yönelik Baskılar Artıyor
Raporda sendikaların ve yöneticilerin maruz kaldığı baskılar da detaylı bir şekilde kayıt altına alınmış durumda. İşte bazı çarpıcı örnekler:
- 1 Mayıs 2024'te İstanbul'da Taksim Meydanı'na yürümek isteyen 200'ün üzerinde kişi gözaltına alındı ve 29 kişi daha tutuklandı. Polis, gösterilere gaz bombası ve plastik mermiyle müdahale etti.
- DİSK/Dev Sağlık-İş, 10.000 üyesini temsilden dışlayan bir kararla toplu pazarlık hakkını kaybetti.
- DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da dahil olmak üzere birçok üyenin üyeliği keyfi olarak düşürüldü.
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan, Genel-İş Başkanı Kemal Göksoy ve eski temsilci Serdar Ekingen, 15 yıl öncesine dayandırılan suçlamalarla tutuklandı.
- DİSK/Sosyal-İş üyesi ve toplu pazarlık uzmanı İsmet Arslan, kanser tedavisi gördüğü dönemde cezaevine kondu.
Bu olaylar, Türkiye'deki sendikal örgütlenmenin ve ifade özgürlüğünün ne denli baskı altında olduğunu açıkça gösteriyor. Sendikaların ve sendika yöneticilerinin bu tür baskılara maruz kalması, işçilerin haklarını savunma ve geliştirme çabalarını olumsuz etkiliyor.
Dünya genelinde de durum pek iç açıcı değil. Rapora göre, işçilerin %72'si adalete erişemiyor. Grev hakkı, ülkelerin %87'sinde ihlal ediliyor. Sendika kurma hakkı %74, toplu pazarlık hakkı ise %80 oranında engelleniyor. İfade ve toplanma özgürlüğüne yönelik saldırılar ise %45'le rekor seviyeye ulaşmış durumda.
ITUC, yayınladığı raporda "Herkes için adil bir gelecek için demokrasi" kampanyasını ilan ederek, devletlerin ve şirketlerin işçilerin haklarına karşı yürüttüğü baskılara karşı tüm sendikaları küresel dayanışmaya çağırdı. Bu çağrı, işçi haklarının korunması ve geliştirilmesi için uluslararası düzeyde bir farkındalık yaratmayı ve iş birliğini teşvik etmeyi amaçlıyor.
Türkiye'nin işçi hakları konusunda en kötü 10 ülke arasında yer alması, ülkedeki çalışma koşullarının ve sendikal özgürlüklerin acil olarak iyileştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Sendikalara yönelik baskıların sona ermesi, toplu pazarlık hakkının güvence altına alınması ve işçilerin haklarını serbestçe kullanabilmesi için gerekli yasal ve yapısal düzenlemelerin yapılması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin bu listedeki yeri değişmeyecek ve işçilerin yaşadığı sorunlar daha da derinleşecektir.