ABD Başkanı Donald Trump'ın son dönemde İsrail'e karşı sergilediği sert tutum ve demeçler, Orta Doğu turunda da kendini gösterdi. Trump, bölgedeki temasları sırasında İsrail'e uğramayarak dikkatleri üzerine çekti. Bu durumun ardındaki neden ise, ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Quincy Enstitüsü'nün Beyaz Saray ve Amerikan Kongresi'nden elde ettiği bilgilere göre, oldukça çarpıcı.
Trump'ın İsrail'e Öfkesinin Kaynağı
Quincy Enstitüsü'nün raporuna göre, Trump, İsrail'in İran'a savaş açmak için hem Kongre'deki Neocon'ları hem de eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'ı kullanma çabalarına sert tepki gösterdi. Bu durum karşısında öfkelenen Trump, ilk olarak Mike Waltz'ı görevden aldı. Ardından, destekçileriyle birlikte Kongre'deki Neocon'lara karşı da bir savaş başlattığı belirtiliyor.
Trump'ın bu tavrının arkasında yatan temel neden ise, ABD'nin dış politikadaki önceliklerini farklı bir yöne kaydırmak istemesi. Trump'ın kabinesine açıkça "Çin'den başka düşmanımız yok. Savaş seçeneği istemiyorum" uyarısında bulunduğu öne sürülüyor. Bu açıklama, Trump'ın dış politikada daha ılımlı ve odaklı bir yaklaşım benimsemeye çalıştığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
Neoconlar Kimdir?
Neoconlar (Yeni Muhafazakarlar), genellikle ABD dış politikasında agresif ve müdahaleci bir yaklaşımı savunan bir siyasi ideolojidir. Bu ideoloji, özellikle 2000'li yılların başlarında, George W. Bush yönetimi döneminde etkili olmuştur. Neoconlar, genellikle askeri gücün kullanımını savunur ve ABD'nin dünya üzerindeki liderlik rolünü güçlendirmeye odaklanırlar. İsrail ile yakın ilişkileri desteklemeleri ve Orta Doğu'da daha aktif bir ABD politikası izlenmesini savunmalarıyla bilinirler.
Trump'ın Dış Politika Vizyonu
Trump'ın dış politika vizyonu, seleflerinden önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Trump, ABD'nin çıkarlarını her şeyin önünde tutan ve müttefiklerle ilişkileri bu doğrultuda yeniden şekillendirmeyi amaçlayan bir yaklaşım benimsemiştir. Bu yaklaşım, bazı kesimler tarafından eleştirilse de, Trump'ın seçmen tabanında geniş bir destek bulmaktadır. Trump'ın "Önce Amerika" sloganı, bu dış politika vizyonunun temelini oluşturmaktadır.
Trump'ın kabinesine yaptığı "Çin'den başka düşmanımız yok" uyarısı, ABD'nin dış politikadaki önceliklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Trump, Çin'in ekonomik ve askeri yükselişini ABD için en büyük tehdit olarak görmekte ve bu nedenle diğer ülkelerle ilişkilerde Çin faktörünü göz önünde bulundurmaktadır. Bu durum, ABD'nin müttefikleriyle ilişkilerinde de bazı gerilimlere neden olabilmektedir.
Sonuç
Trump'ın İsrail'e karşı sergilediği bu sert tutum ve Neocon'lara karşı başlattığı savaş, ABD dış politikasında önemli bir dönüm noktası olabilir. Trump'ın bu hamleleri, ABD'nin Orta Doğu politikasında ve genel dış politika stratejisinde köklü değişikliklere yol açabilir. Bu gelişmelerin, bölgedeki güç dengelerini ve uluslararası ilişkileri nasıl etkileyeceği ise zamanla görülecektir.
