
Terörsüz Türkiye Hayali: Umut Var mı, Yoksa Yine Mi Hüsran?
Türkiye, onlarca yıldır terörle mücadele ediyor. Bu mücadele, sayısız can kaybına, ekonomik kayıplara ve toplumsal travmalara yol açtı. Şimdi ise "Terörsüz Türkiye" hedefiyle yeni bir süreç başlatılıyor. Ancak geçmişte yaşanan deneyimler, bu hedefe ulaşmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Peki, bu yeni süreç gerçekten bir umut mu, yoksa yine bir hayal kırıklığı mı olacak?
Geçmişten Günümüze Terörle Mücadele
Türkiye'nin terörle mücadelesi, aslında çok eskilere dayanıyor. 1980 öncesi anarşi dönemi, sağ-sol çatışmaları, PKK terörü ve diğer örgütlerin eylemleri, ülkenin gündemini sürekli olarak meşgul etti. Bu süreçte binlerce insan hayatını kaybetti, ekonomi büyük zararlar gördü ve toplumsal huzur bozuldu. Teröre teslim olmadık ama hep ceremesini çektik.
- Can kayıpları
- Ekonomik kayıplar
- Toplumsal travmalar
Yeni Bir Umut: "Terörsüz Türkiye"
Şimdi ise "Terörsüz Türkiye" hedefiyle yeni bir süreç başlatılıyor. Bu süreç, terör örgütünün silah bırakması, kendini lağvetmesi ve sosyal demokrasi anlamındaki birtakım taleplere yönelik adımların atılması olarak çerçeveleniyor. Devletin konumu ve ilkeleri bellidir. Terörsüz Türkiye hedefiyle yürütülen çalışma, bunları tartışmaya açacak, bunlardan bir eksiklik beklenecek bir süreç olarak düşünülmemelidir. Ancak geçmişte yaşanan "Çözüm Süreci" deneyimi, bu konuda bazı endişeler yaratıyor. Acaba bu sefer farklı olacak mı? Her zaman olduğundan daha tecrübeliyiz şimdi. Her zaman olduğundan daha güçlü bir Türkiye'deyiz.
Geleceğe Yönelik Adımlar
Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için sadece terör örgütünün silah bırakması yeterli değil. Aynı zamanda, ülkenin tüm gerçeklerini ve ihtiyaçlarını barındıran, herkesin içine sinecek sivil bir anayasaya ihtiyaç var. Mevcut anayasa, darbe ortamında kaleme alınmış ve darbeci bir aklın ürünü olduğu için bu tür sorunları çözme kabiliyetine sahip değil. Hz. Mevlâna'nın dediği gibi "Artık yeni şeyler söylemek lazım." Kısa vadeli değerlendirmelerden sıyrılıp büyük fotoğrafa bakmak durumundayız.
Türkiye'nin terörle mücadelesinde yeni bir döneme giriliyor. Bu süreç, hem umutları hem de endişeleri beraberinde getiriyor. Ancak terörsüz bir Türkiye hayali, her zaman canlı tutulmalı ve bu hedefe ulaşmak için tüm imkanlar seferber edilmelidir. Bu hedefe ulaşmak için hepimize görevler düşüyor. Unutulmamalıdır ki açıklamalara, taleplere, tavırlara dikkat etme sorumluluğu sadece devlete ait değildir. Kendini bu sürecin bir tarafı olarak gören herkes, bu sorumluluğa sahip olmalıdır.