İmamoğlu'nun Diploması Siliniyor Mu? İstanbul Üniversitesi'nden Şok Karar!
Gündem

İmamoğlu'nun Diploması Siliniyor Mu? İstanbul Üniversitesi'nden Şok Karar!


02 April 20255 dk okuma15 görüntülenmeSon güncelleme: 10 June 2025

İstanbul Üniversitesi, 18 Mart tarihinde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal etmesinin ardından yeni bir adım attı. Üniversite, İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 28 kişinin diplomasını veri tabanından sileceğini duyurdu. Bu karar, siyasi arenada ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Peki, bu kararın arkasında yatan sebepler neler? ## İstanbul Üniversitesi'nden Tartışmalı Karar: Diplomalar Neden Siliniyor? Sabah gazetesinin haberine göre, İstanbul Üniversitesi Rektörlük kaynakları, diplomaların İşletme Fakültesi dekanlığı tarafından üniversitenin veri tabanından silineceğini bildirdi. Bu işlemin, istifa eden dekanın yerine atanan yeni dekan tarafından yapılacağı belirtildi. Üniversitenin gerekçesi ise oldukça dikkat çekici: **"Geldikleri kurumların tanınırlığının bulunmaması ve genel not ortalamalarının yatay geçiş şartlarını sağlamaması."** Üniversite, İmamoğlu'nun "Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınırlığı bulunmayan kurumdan kabul edildiği" iddiasını öne sürüyor. Hatta haberde, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı tarihten iki yıl sonrasına ait bir belgeye de yer verildi. 22 Ocak 1992 tarihli bu belgede, Kuzey Kıbrıs'ta yer alan üniversitelerden Doğu Akdeniz Üniversitesi dışındakilerin, Türkiye'de yükseköğretim olarak tanınmadığı belirtiliyor. İstanbul Üniversitesi'nin 18 Mart'ta yaptığı açıklamada ise şu ifadelere yer verilmişti: * "...Üniversitemizde görevlendirilen İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan rapor uyarınca, Yükseköğretim Kurulu kararlarına ve mevzuatın aradığı şartlara aykırı olarak 1990 yılında Üniversitemiz İşletme Fakültesi İngilizce programına usulsüz yatay geçiş yapan 38 kişiden kaydı silinen 10 kişinin yatay geçiş kararlarının; geri kalan ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı'nın 'Araştırma Raporu'nda adı geçen kişi dahil mezun olan 28 kişinin yatay geçiş kararlarının ve bu kararlara dayalı olarak bu kişilerin elde ettikleri mezuniyetlerin ve diplomaların 'yokluk' ve 'açık hata' gerekçeleriyle geri alınmak suretiyle iptal edilmesine; Üniversitemizin tüm fakültelerinde yapılmış olan yatay geçişlerle ilgili inceleme ve araştırmalara devam edilmesine ve akabinde gerekli iş ve işlemlerin tesis edilmesine karar verilmiştir." ## Hukukçulardan Tepki: "35 Yıl Sonra Diploma İptal Edilemez!" Türkiye'nin önde gelen Anayasa hukukçularından Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, bu karara sert tepki gösterdi. Kaboğlu, 25 Mart'ta bianet'e verdiği röportajda şunları söyledi: > “35 yıl sonra bir diploma iptal edilmez. Bir diploma 35-40 yıl sonra ancak ve ancak sahte olarak düzenlenmişse iptal edilebilir. Yıllar sonra 'yatay geçiş yaptı, öyle değil böyle olmalıydı, yanlış yapılmış! diyerek iptal edemezsiniz. Bu olmaz, bu hukuk mantığına aykırı." Kaboğlu, ayrıca İstanbul Üniversitesi rektörlüğünün bu kararı nasıl aldığına, kimlerin aldığına ve hangi aşamalardan geçildiğine dair soruların yanıtlanması gerektiğini vurguladı. ## Yatay Geçiş Süreci Nasıldı? Uzmanlar Ne Diyor? Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği eski başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise İmamoğlu'nun yatay geçişinin tamamen yasal olduğunu savunuyor. Yeşildere, 1990'lı yıllarda yatay geçiş sürecinin fakültelerce yürütüldüğünü ve YÖK’ün o yıllarda denklikle ilgili herhangi bir bağlayıcı kuralı bulunmadığını belirtiyor. Yeşildere'ye göre, İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı yıllarda, yurtdışı üniversitelerden gelen öğrenciler için YÖK tarafından belirlenen herhangi bir denklik şartı yoktu. Yatay geçiş yetkisi, tamamen üniversitelerin ve fakültelerin inisiyatifindeydi. YÖK’ün denklikle ilgili net düzenlemeleri ise 2007 yılı ve sonrasında geldi. İstanbul Üniversitesi'nin Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını veri tabanından silme kararı, hukukçular ve akademisyenler tarafından tartışılmaya devam ediyor. Kararın hukuki dayanağı, zamanlaması ve siyasi etkileri önümüzdeki günlerde daha da netleşecektir. Bu durum, Türkiye'deki yükseköğretim sistemi ve siyasi çekişmeler arasındaki ilişkiyi bir kez daha gündeme getiriyor.