
Gazze'ye Yardım Filosu: İsrail'in Müdahalesi Hukuki mi? Şok İddialar!
Gazze, uzun yıllardır süren çatışmalar ve siyasi ambargolar nedeniyle büyük bir insani krizle karşı karşıya. Bölgede yaşayan sivillerin temel ihtiyaçlara erişiminde ciddi kısıtlamalar bulunuyor. Uluslararası toplumun bu duruma müdahale etme yükümlülüğü hem insani hem de hukuki bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. Küresel Sumud Filosu'nun Gazze'ye insani yardım ulaştırma girişimi, bu bağlamda büyük önem taşıyor. Peki, bu filonun meşruiyeti nedir ve İsrail'in müdahale hakkı var mıdır? İşte detaylar...
Gazze'ye İnsani Yardım: Hukuki Bir Zorunluluk
İnsancıl Hukuk ve Cenevre Sözleşmeleri, silahlı çatışmaların taraflarına ve sivillere yönelik temel koruma normlarını belirler. Özellikle IV. Cenevre Sözleşmesi, sivillerin temel ihtiyaçlarına erişimini sağlamak ve onları açlığa mahkûm etmekten kaçınmakla yükümlü taraf devletleri tanımlar. Açlığa mahkûm etme, uluslararası ceza hukuku açısından savaş suçu olarak değerlendirilir. Bu nedenle, insani yardım sağlayan sivil aktörlerin müdahalesi, uluslararası hukuka uygunluk bağlamında temel bir koruma sağlamaktadır.
Uluslararası hukuk, devletlerin sivillerin insani yardıma erişimini engellememesini öngörür. BM İnsan Hakları Konseyi ve Güvenlik Konseyi kararları, insani erişim hakkının uygulanabilirliğini pekiştirmiştir. Özellikle kuşatma altındaki bölgelerde, uluslararası toplumun insani yardım girişimlerini destekleme sorumluluğu bulunmaktadır.
Küresel Sumud Filosu'nun Meşruiyeti
Küresel Sumud Filosu'nun amacı, Gazze’deki sivillere insani yardım ulaştırmaktır. Filonun kullandığı araçlar ve yöntemler sivil nitelikte olup, herhangi bir şiddet eylemi içermemektedir. Bu durum, filonun uluslararası hukuk açısından insani karakterini güçlendirmektedir. Silahlı olmayan, uluslararası gözlemcilerle iş birliği yapan ve Birleşmiş Milletler standartlarına uygun hareket eden filolar, meşru insani yardım girişimleri olarak kabul edilir.
Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS),tarafsız ve barışçıl seyir hakkını desteklemektedir. Devletlerin insani yardıma engel olmamaları ve sivillerin korunmasını sağlamakla yükümlü olmaları, filonun meşruiyetini daha da güçlendirir. Dolayısıyla, devletlerin insani yardımı engellemesi, uluslararası hukuka aykırıdır.
İsrail'in Müdahale Hakkı Var mı?
İsrail, uluslararası hukukta bayrak devleti yetkisine dayanarak filoya müdahale edemez. Uluslararası hukuk, üçüncü bir devletin barışçıl insani yardım seferlerine keyfi müdahalesini yasaklamaktadır. İsrail’in güvenlik gerekçesi ile müdahale hakkı sınırlıdır. Ölçülülük ve zaruret ilkeleri, sivillerin zarar görmemesi gerektiğini vurgular. Filonun barışçıl niteliği, güvenlik argümanını geçersiz kılar.
Müdahale, ancak acil ve ölçülü bir tehdit durumunda meşru kabul edilir. Ancak Küresel Sumud Filosunun insani karakteri, bu şartların sağlanmadığını göstermektedir. 2010 Mavi Marmara olayı, uluslararası hukukta benzer durumlar için emsal teşkil eder. İsrail’in müdahalesinin hukuka aykırılığı, bağımsız uluslararası raporlarla belgelenmiştir.
Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) 19 Temmuz 2024 tarihli danışma görüşü, İsrail’in Gazze’de uyguladığı ablukayı uluslararası hukuka aykırı bulmuş ve devletlerin bu durum karşısında hukuki yükümlülüklerini hatırlatmıştır. Divan, insani yardımın engellenmesinin hem insancıl hukukun hem de uluslararası insan hakları hukukunun ihlali olduğunu açıkça belirtmiştir.
Sonuç
Küresel Sumud Filosu'nun Gazze’ye insani yardım ulaştırma girişimi, uluslararası hukuk açısından meşru ve gerekli bir eylemdir. İsrail’in olası müdahalesi, mevcut hukuk çerçevesinde hukuka aykırıdır. Uluslararası toplumun bu tür girişimleri desteklemesi, hem insancıl hukukun hem de küresel barışın güçlendirilmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, insani yardımın engellenemezliği, ablukanın hukuka aykırılığı ve uluslararası toplumun sorumluluğu, bu tür girişimlerin temel dayanak noktalarını oluşturmaktadır.