Türkiye, son günlerde sahte e-imza skandalıyla sarsılıyor. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma, çalınan e-imzalarla uyuşturucu ticaretinin yapıldığını ortaya çıkardı. Soruşturma derinleştikçe, olayın boyutları giderek büyüyor ve yeni detaylar gün yüzüne çıkıyor.

E-İmza Hırsızlığı ve Kırmızı Reçete Skandalı

Soruşturma, doktorların e-imza cihazlarının çalınması ve bu cihazlarla uyuşturucu etkili ilaçlar için kırmızı reçeteler düzenlenmesi üzerine başlatıldı. "Uyuşturucu imal ve ticareti" suçlamasıyla açılan davada, etkin pişmanlık yapan bir sanığın ifadesi, sistemin nasıl işlediğini tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. İstanbul, İzmir, Aydın, Antalya, Konya, Muğla ve Ankara'daki bazı devlet ve özel hastanelerde görevli doktorların e-imza cihazlarının çalındığı belirlendi. Şüpheliler, çaldıkları e-imzalarla 1006 kişinin T.C. kimlik numaraları üzerine sahte reçeteler düzenledi.

• Sahte reçetelerle uyuşturucu etkili ilaçlar alındı.
• İlaçlar, İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Manisa'daki eczanelerden temin edildi.
• Sanıklar, "uyuşturucu imal ve ticareti" suçlamasıyla yargılanıyor.

Sanıkların Suç Dosyaları Kabarık

Dava dosyasında sanıkların suç kayıtları da dikkat çekiyor. Sanıklardan Eyüp Gürgür'ün, aralarında kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, suç örgütü kurmak ve yönetmek ile uyuşturucu imal ve ticareti suçlarının bulunduğu 23 ayrı suç kaydı bulunuyor. Diğer sanıkların da benzer suçlardan sabıkaları olduğu tespit edildi.

Tutuklu sanıklardan Mehmet Kanat, etkin pişmanlıktan yararlanarak sistemin nasıl işlediğiyle ilgili önemli bilgiler verdi. Kanat, Sergen ve Ertuğrul Gürgür'ün İzmir Gültepe'de oturan bir şahıstan T.C. kimlik numarası satın aldıklarını, ardından çalınan e-imzalarla bu kimlik numaraları üzerine reçete yazdıklarını anlattı. Ayrıca, Sinan İşlek isimli bir şahsın şüphelilere reçetem sistemini öğrettiği ve hırsızlık eyleminde T.C. kimlik numaralarını sağladığı belirtildi.

Uyuşturucu Ticaretinin Detayları Ortaya Çıktı

İlaçlar yazıldıktan sonra, internetten rastgele eczaneler araştırılıyor ve ilaçların mevcut olup olmadığı kontrol ediliyordu. İlaçlar eczanelerden alındıktan sonra satılıyor, bazen ilaç alan kişilere reçete satılıyor, bazen ise ilaçlar doğrudan satılıyordu. İstanbul Esenler'de yapılan bir operasyonda, Bahri Solak isimli bir şahsın evinde bu ilaçlardan ele geçirildiği ve ilaçları Sergen ve Ertuğrul'un sattığı belirlendi. Ayrıca, Gaziosmanpaşa'da oturan "Cins Ozan" lakaplı bir şahıs ve Hüseyin Coşkun isimli bir kişi de bu ilaçları satıyordu.

Sanıklar, ilaç yazan doktorlarla ilgili de çarpıcı iddialarda bulundu. Sergen Gürgür'ün İstanbul Beylikdüzü Devlet Hastanesi'nde çalışan bir doktora para karşılığında yüklü miktarda ilaç yazdırdığı, İzmir'de de benzer şekilde para karşılığında ilaç yazdıran doktorlar olduğu öne sürüldü.

Antalya'da yakalanan bir sanık ise, devlet hastanesinden e-imza cihazı çaldıklarını ve taksideyken telefonla aradıkları bir şahıstan aldıkları kimlik numaralarıyla ilaç yazdıklarını anlattı. Emniyet, telefonun ucundaki kişiyi bulmaya çalıştı ancak görüşmenin GSM hattı üzerinden yapılmadığını tespit etti.

Bu dava, kişisel kimlik bilgilerinin nasıl uyuşturucu çetelerinin eline geçtiğini ve bu durumun organize suçlara nasıl fırsat verdiğini gösteren vahim bir örnek teşkil ediyor. 2023'te yapılan operasyonda, çalınan e-imza cihazlarıyla 1301 kırmızı reçete düzenlendiği ve bu reçetelere bağlı olarak 500 binden fazla uyuşturucu etkili ilaç yazıldığı tespit edildi. İlaçların 300 binden fazlası şüphelilerin eline geçti. Savcılık, olayın tüm boyutlarını aydınlatmak için soruşturmayı derinleştirerek sürdürüyor.