Doğru soru sorma, eğitimde ve hayatta başarının anahtarıdır. Peki, doğru soru sorma becerisi nasıl kazanılır ve neden bu kadar önemlidir? Maarif Platformu Başkanı Prof. Dr. Osman Çakmak ile yaptığımız bu özel röportajda, eleştirel düşüncenin geliştirilmesinden eğitim sistemimizin temel sorunlarına kadar birçok konuya değiniyoruz. Hazırsanız, ezberci eğitimden sorgulayan nesillere geçişin yollarını keşfedelim.
Eğitimde Eleştirel Düşünce Neden İhya Edilmeli?
Maarif Platformu'nun misyonu, eğitim ve bilim dünyasının sorunlarına çözüm önerileri sunmaktır. Prof. Dr. Osman Çakmak, platformun kuruluş amacını eleştirel düşünceyi ihya etmek olarak açıklıyor. Şahıslara bağlı yapılardan kurtulup ortak akıl etrafında toplanmanın önemine vurgu yapıyor. Günümüzde çocuklarımızın okullarda harıl harıl cevap çözdüğünü, ancak soru sormayı unuttuğunu belirtiyor. Bu durumun, bireyleri bilgiyi üreten özne konumuna getirmek yerine, ferdi bilgiyle yüklenen nesne konumuna indirgediğini ifade ediyor.
Prof. Dr. Çakmak, Türkiye'nin adeta bir "sınavlar ülkesi" haline geldiğini, okullarda Milli Eğitim müfredatı yerine sınav müfredatının hüküm sürdüğünü söylüyor. Bu durumun, hayatta işe yaramayacak malumatı bilgi sanmamıza neden olduğunu ekliyor.
Nobel ödüllü bir fizyoloji profesörünün hikayesini anlatarak doğru soruların önemini vurguluyor: "Diğer çocukların anneleri, onlar okuldan dönünce, 'Söyle bakalım, öğretmenin sorularına iyi cevap verebildin mi?' diye sorarlardı. Benim annem ise, 'Söyle bakalım, bugün öğretmene iyi bir soru sordun mu?' diye sorardı."
Doğru Sorular Nasıl Hazinelerin Anahtarı Olur?
Doğru sorular, hazineleri açan anahtar görevi görür. En güvenilir görünen sonuçları bile şüpheye düşürebilir, sağlam hükümler tesis ederek problemlerin üstesinden gelmemizi sağlar. Ancak, bu kadar faydalı bir aracın kullanımı belirli bir sistematiğe ve şartlara bağlıdır. Kullanımın anahtarı ise "Doğru sorular" sormayı bilmektir. Hz. Muhammed (SAS)'in "Soru ilmin yarısıdır" sözünü hatırlatarak, ilmin anahtarının doğru soru sormakta olduğunu belirtiyor.
- Soru sormak, çürük yargıları ortaya çıkarır.
- Sağlam hükümler tesis ederek problemleri çözmemizi sağlar.
- Eğitimde doğru soru sormayı bilmek önemlidir.
Sokrat'ın soru sorarak "doğurma yöntemi"ni hatırlatarak, bu yöntemin bildiğini sanan kişileri test ettiğini ve aslında bilmediklerini ortaya koyduğunu söylüyor. Bu yöntemin üç aşaması vardır: soru sorma, ironi ve alaycı yaklaşım, fikir doğurma.
Bize Nasıl Bir Eğitim Lazım?
Einstein'ın dediği gibi, "Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir." Aklını ve duygularını geliştiren, soru sormayı bilen, sorgulayan, icat çıkaran nesiller yetiştirmeliyiz. Yunus Suresi 100. Ayette "Allah aklını kullanmayan üzerine pislik yağdırır" buyrulduğunu hatırlatarak aklımızı kullanmanın önemini vurguluyor.
Prof. Dr. Çakmak, bir düşünce kuruluşu olarak sorun çözme merkezi gibi çalıştıklarını, durumları değerlendirerek çözüm araçlarını belirlediklerini ve bu araçların nasıl kullanılmaları gerektiği konusunda yol gösterdiklerini belirtiyor.
Eğitimde "Kâğıt üzerinde otur beni dinle modu" yerine, soru sormayı öğrenmek ve sorgulamak sizi bilgiyi üreten özne konumuna çıkarır. Bu nedenle uygulama, yaparak yaşayarak öğrenme ve araştırma öne çıkmalıdır.
Sonuç olarak, doğru soru sorma becerisi, bireylerin ve toplumların gelişimi için hayati öneme sahiptir. Eğitim sistemimizin, ezberci yaklaşımdan uzaklaşarak eleştirel düşünceyi teşvik etmesi, sorgulayan, araştıran ve üreten nesiller yetiştirmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde, sorunlarımızın üstesinden gelebilir ve daha aydınlık bir geleceğe ulaşabiliriz. Unutmayalım ki, soru sormayı bilmeyen, sorunların altında kalır.