Çin'den Uygur Türklerine Namaz Yasağı: Camiye Giriş İşkencesi!
Gündem

Çin'den Uygur Türklerine Namaz Yasağı: Camiye Giriş İşkencesi!


12 November 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 12 November 2025

Doğu Türkistan'da yaşanan Çin zulmü, artık sadece toplama kampları ve kaybolan insanlarla sınırlı kalmıyor. Gazeteci-yazar Taha Kılınç, "Kayıp Coğrafyanın İzinde / Doğu Türkistan Seyahatnamesi" adlı kitabında, bölgedeki Uygur Türklerinin dini yaşantılarının devlet kontrolünde bir gösteriye dönüştürüldüğünü aktarıyor. Camilere girişlerde uygulanan sıkı denetimler ve getirilen yasaklar, bölgedeki Müslümanların ibadet özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlıyor.

Camiye Girişte Kimlik Kontrolü ve Yaş Sınırlaması

Resmi olmayan kayıtlara göre 310 binden fazla Uygur Türkü'nün yaşadığı Hoten kentindeki Cuma Camii, bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri. Taha Kılınç'ın aktardığına göre, cami dışarıdan açık görünse de, avlusunda sadece turistler ve yaşlılar dolaşabiliyor. İçeride namaz kılmak ise neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Camiye gelenlerin kimlik bilgileri tek tek kontrol ediliyor ve girişlere yalnızca 65-70 yaş üzeri kişilere izin veriliyor. Ellerinde bastonlarıyla yürüyen yaşlılar, ibadetin son temsilcileri olarak görülüyor.

Cemaate Sadakat Yemini Ettiriliyor

Cuma namazına girmeden önce cemaat, Çin bayrağı önünde ve Devlet Başkanı Xi Jinping'in portresine dönerek "sadakat yemini" etmeye zorlanıyor. Bu durum, bölgedeki Müslümanlara yönelik dini baskının ne kadar ileri gittiğini gözler önüne seriyor. Taha Kılınç, cami avlusundan görüntülemeyi başardığı bu sahneyi "hem korkunç hem de hazin" olarak değerlendiriyor ve Doğu Türkistan'daki Müslümanlara yönelik bu uygulamanın "dini aşağılayan bir tiyatroya" dönüştüğünü belirtiyor.

İcazet Belgesi Olmadan Namaz Kılınamıyor

Camiye girmek isteyen ziyaretçilere, Çin'in Din İşleri İdaresi'nden yazılı izin belgesi getirmeleri gerektiği söyleniyor. Bu "icazet" şartı, Doğu Türkistan'da ibadetin tamamen devlet kontrolünde yapılabildiğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Taha Kılınç, "Herhalde bu kelime, bana ömrümün sonuna kadar Doğu Türkistan'ı ve namaz yasağını hatırlatacak" diyerek, bu durumun kendisi üzerindeki derin etkisini vurguluyor.

Çin'in Doğu Türkistan'daki Müslüman Uygur Türklerine yönelik baskıcı politikaları, uluslararası toplumun tepkisini çekmeye devam ediyor. İbadet özgürlüğünün kısıtlanması, kültürel asimilasyon politikaları ve insan hakları ihlalleri, bölgedeki yaşamı her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Uygur Türkleri, dini inançlarını özgürce yaşayabilmek ve kültürel kimliklerini koruyabilmek için mücadele etmeye devam ediyor.

Tüm bu yaşananlar, Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerinin dini özgürlüklerinin nasıl kısıtlandığını ve ibadet etmelerinin ne denli zorlaştırıldığını açıkça gösteriyor. Çin hükümetinin bu baskıcı politikaları, uluslararası arenada büyük tepki toplarken, Uygur Türkleri kendi topraklarında dini inançlarını özgürce yaşama mücadelesi veriyor.