14 Mayıs 2025 Çarşamba

AKP'li Turan'dan İmamoğlu Çıkışı: İmza Kampanyasıyla Adam mı Salınır?

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Ekrem İmamoğlu lehine başlatılan imza kampanyasına yönelik sert eleştirilerde bulundu. Turan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamalarına da değinerek, siyasi arenadaki gerilimi tırmandıran ifadeler kullandı.

"Sokak Acziyettir, Beceriksizliktir"

Bülent Turan, konuşmasında Özgür Özel'in "Savaşa hazır mısınız?" şeklindeki ifadelerini eleştirerek, bu tür söylemlerin siyasi polemik sınırlarını aştığını belirtti. Turan, "Adam dün demiş ki, 'Savaşa hazır mısınız?' Bu laf olacak laf mı? Miting yapıyor, savaşacağız diyor. Düşman toprağında mısın? Kimle savaşıyorsun? Çıkar üniforma giy derler adama. Bunun adı muhalefet mi? Bunun Türkiye'nin demokrasisine, siyasetine, gelişimine katkısı var mı? Siyasi polemik olur, rekabet olur, tartışma olur ama savaş ne demek? Sokağa çağırmak ne demek? Sokak acziyettir, beceriksizliktir." şeklinde konuştu.

Turan, sokak çağrılarının geçmişte yaşanan olumsuz olayları hatırlattığını ve bu tür yaklaşımların Türkiye'ye zarar verdiğini vurguladı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hapse atıldığı dönemde ve Erbakan Hoca'nın partisinin kapatıldığı zamanlarda sokağa çıkma çağrısı yapılmadığını hatırlatarak, hukuki süreçlere saygı duyulması gerektiğini ifade etti.

İmza Kampanyasına Sert Eleştiri

Bülent Turan, Ekrem İmamoğlu için başlatılan imza kampanyasına yönelik eleştirilerini de dile getirdi. Turan, "İmza kampanyasıyla adam mı salınır Allah aşkına? Biz de CHP kapatılsın kampanyası yapalım. Olur mu? Kayyum atansın CHP'ye. İmza kampanyasını verin. Olur mu? Her şeyin bir adabı, usulü var." şeklinde konuştu. Bu ifadeler, Turan'ın imza kampanyasına karşı duyduğu rahatsızlığı açıkça ortaya koyuyor.

Siyasi arenada bu tür tartışmaların yaşanması, demokrasinin işleyişi açısından önemli olsa da, üslubun ve kullanılan dilin dikkatli seçilmesi gerekiyor. Siyasi rekabetin, düşmanlığa dönüşmemesi ve toplumsal ayrışmayı körüklememesi büyük önem taşıyor. Türkiye'nin daha yapıcı ve uzlaşmacı bir siyasi atmosfere ihtiyacı olduğu aşikar.

Türkiye'de Siyasi Partilerin Kapatılması

Türkiye'de siyasi partilerin kapatılması konusu, yakın tarihte sıkça tartışılan ve tartışmalara yol açan bir konu olmuştur. Siyasi partilerin kapatılması, demokrasi ve ifade özgürlüğü açısından hassas bir dengeyi gerektirir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili yasalar, siyasi partilerin kapatılmasını belirli şartlara bağlamıştır. Bu şartlar genellikle, partilerin ülkenin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzene veya temel hak ve özgürlüklere aykırı faaliyetlerde bulunması durumunda gündeme gelir. Ancak, bu şartların yorumlanması ve uygulanması, zaman zaman farklı görüşlere ve tartışmalara neden olmuştur.

  • Siyasi partilerin kapatılması, demokrasinin temel ilkelerinden olan siyasi çoğulculuğa ve farklı görüşlerin temsiline zarar verebilir.
  • Bu nedenle, siyasi partilerin kapatılması kararları, son derece dikkatli ve titiz bir şekilde alınmalıdır.
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de, siyasi partilerin kapatılması davalarında, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel hakları gözeterek kararlar vermektedir.

Bülent Turan'ın açıklamaları, siyasi arenadaki gerginliğin ve kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu tür söylemlerin, siyasi diyalog ve uzlaşı kültürüne katkı sağlamadığı açıktır. Türkiye'nin, farklı görüşlere saygı duyan, hoşgörülü ve yapıcı bir siyasi atmosfere ihtiyacı vardır. Siyasi aktörlerin, bu yönde sorumluluk üstlenmeleri ve toplumsal barışı güçlendirecek adımlar atmaları büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, Bülent Turan'ın açıklamaları, siyasi arenadaki gerginliği bir kez daha gözler önüne serdi. İmza kampanyası ve siyasi partilerin kapatılması gibi hassas konuların, daha yapıcı ve uzlaşmacı bir yaklaşımla ele alınması, Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Siyasi aktörlerin, toplumsal barışı ve demokrasiyi güçlendirecek adımlar atmaları, ülkenin refahı için elzemdir.

İlgili Haberler