ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee'nin Batı Şeria'da gerçekleştirdiği ve "Üçüncü Tapınak" inşası hazırlığı olarak görülen kırmızı inekleri incelemesi büyük yankı uyandırdı. Huckabee'nin bu ziyareti, Siyonizm iddialarını yeniden gündeme getirdi ve tartışmalara yol açtı.

Kırmızı İnekler ve Üçüncü Tapınak İddiaları

Kırmızı tüylü inekler, Yahudi inancına göre "kutsal arınma" için gerekli görülüyor ve Mesih'in gelişinin müjdecisi, Üçüncü Tapınak inşasının işareti olarak kabul ediliyor. Huckabee'nin bu inekleri incelemesi, bazı kesimler tarafından İsrail'in dini ve siyasi hedeflerine destek olarak yorumlandı. Ziyaret, aynı zamanda Huckabee'nin Siyonist kimliği ve İsrail'e olan bağlılığıyla da ilişkilendirildi.

Huckabee'nin Tartışmalı Açıklamaları

Huckabee, Yahudi yerleşimcilere hitaben yaptığı konuşmada Batı Şeria için "Yahuda ve Samara" ifadelerini kullanarak tartışmayı alevlendirdi. "Yahudi varlığı, Tanrı'nın yasalarına göre yaşamı temsil eder" diyen Huckabee, "Siz, Tanrı'nın bu topraklardaki seçilmiş varlığının temsilcilerisiniz. Yalnız değilsiniz. Biz sizinle beraberiz" şeklinde konuştu. Bu sözler, Filistinliler ve uluslararası toplum tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

Ziyaretin Ardından Gelen Tepkiler

Huckabee'nin ziyareti ve açıklamaları, Filistinliler ve uluslararası arenada büyük tepkilere yol açtı. Ziyaret, İsrail'in işgal politikalarına destek olarak algılanırken, Huckabee'nin söylemleri ise bölgedeki gerilimi tırmandırıcı nitelikte bulundu. Birçok kişi, ABD'nin İsrail'e olan koşulsuz desteğinin bölgedeki barış sürecini olumsuz etkilediğini savundu.

İşte tepkilerden bazıları:

• Filistinliler, ziyareti provokasyon olarak nitelendirdi.
• Uluslararası kuruluşlar, İsrail'in işgal politikalarını kınadı.
• Bazı ülkeler, ABD'nin İsrail'e olan desteğini eleştirdi.

Mike Huckabee'nin kırmızı inek ziyareti, sadece dini bir ritüelin incelenmesi olarak kalmadı, aynı zamanda siyasi ve ideolojik anlamlar da taşıdı. Ziyaretin ardından gelen tepkiler, bölgedeki hassas dengeleri ve İsrail-Filistin meselesinin karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olay, uluslararası toplumun İsrail-Filistin sorununa daha adil ve kalıcı bir çözüm bulma çabalarını artırması gerektiğinin de bir göstergesi oldu.